Tarihi ve Turistik Yerler

İstanbul’un Tarihi ve Turistik Yerleri

İstanbul’un tarihi ve turistik yerleri hakkında detaylı bir yazı yazdık. Yaklaşık 8000 yıllık bir geçmişe sahip olan İstanbul’da her gün şaşırabileceğiz bir çok yer mevcut. İstanbul’un en önemli yapılarından biri olan Ayasofya, Osmanlı İmparatorluğunun en eski saraylarından biri olan Topkapı Sarayı, Ayasofya’nın hemen karşısında yer alan ve İstanbul’un en önemli simgelerinden biri olan Sultanahmet Camii, 15. yüzyılda inşa edilen içerisinde 4000’den fazla dükkan barından Kapalıçarşı yani kısacası saya saya bitiremeyeceğimiz bir çok tarihi ve turistik yerleri sizler için yazıyorum.

İzmir’in Tarihi ve Turistik Yerlerini İnceleyebilirsiniz…

İstanbul’da Bulunan Tarihi ve Turistik Yerler

  • Ayasofya

Ayasofya, İstanbul’un tarihi yarımadası içerisinde Sultanahmet Meydanı’nda yer almaktadır. Bizans İmparatoru I. Justinianus döneminde 537 yılında kilise olarak inşa edilmiş olan Ayasofya, 1453 yılında İstanbul’un Osmanlı İmparatorluğu tarafından fethedilmesiyle camiye dönüştürülmüştür. Cami olarak kullanımı 1935 yılına kadar sürmüş, sonrasında ise Atatürk’ün emriyle müze haline getirilmiştir. Bizans mimarisinin en önemli örneklerinden biridir Ayasoyfa, ilk inşa edildiğinde dünyanın en büyük kubbesine sahipti.

ayasofya
Ayasofya

Yapımında sadece taş ve tuğla kullanılmış olan Ayasofya’nın, tarihi boyunca birçok kez deprem ve yangın nedeniyle zarar görmüş ve her seferinde restore edilerek yeniden kullanıma açılmıştır. İçerisinde birçok önemli sanat eseri barındırmakta olan Ayasoyfa’nın, en ünlü eserler arasında İsa ve Meryem freskleri, Sultan Abdülmecid döneminden kalma devasa avizeler ve Osmanlı döneminden kalma tezhip örnekleri yer almaktadır.

Ayasofya’nın diğer bir dikkat çeken özelliklerinden biri ise mermer sütunları ve mozaikleri ile ünlü Aya İrini Kilisesi’nin hemen yanında yer almasıdır. Ayasofya, 2020 yılında tekrar camiye dönüştürülmüştür ve halen ziyaretçiler tarafından gezilebilmektedir. Ayasofya’nın giriş ücreti bulunmamaktadır.

  • Topkapı Sarayı

İstanbul’un Fatih ilçesinde bulunan Topkapı Sarayı, Sarayburnu’nun hemen üzerinde yer almaktadır. 1460 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından inşa edilmiş olan Topkapı Sarayı, Osmanlı İmparatorluğu’nun 400 yılı aşkın süreyle yönetim merkezi olarak kullanılmıştır. İstanbul’da bulunan en büyük saray olma özelliğine sahip olan Topkapı Sarayı, birçok farklı bölümden oluşmaktadır. Topkapı Sarayının içerisinde, 4 ana avlu ve binlerce oda bulunmaktadır.

topkapi-sarayi
Topkapı Sarayı

Toplamda 700.000 metrekarelik bir alana sahip olan Topkapı Sarayı içerisinde birçok önemli yapı ve eser bulunmaktadır. Osmanlı padişahlarının tahta çıktığı yer olan Bab-ı Ali, Osmanlı İmparatorluğu’nun en önemli hazinelerini barındıran Hazine Dairesi, Osmanlı sultanlarının resmi işlerini yürüttükleri Divan-ı Hümayun ve Osmanlı İmparatorluğu’nun kutsal emanetlerinin saklandığı Hırka-i Şerif Dairesi gibi birçok bölüm yer almaktadır.

Osmanlı İmparatorluğu’nun en önemli mimarları tarafından inşa edilmiş olan Topkapı Sarayı, içindeki süslemelerde İslam ve Türk sanatının en önemli örnekleri yer almaktadır. Topkapı Sarayı, 1924 yılında müze olarak kullanılmaya açılmış ve günümüzde turistler tarafından yoğun bir şekilde ziyaret edilmektedir.

Topkapı Sarayında bulunan eserler arasında Osmanlı İmparatorluğu’nun kutsal emanetleri, padişahların kıyafetleri, silahları, mücevherleri, çinileri ve minyatürleri yer almaktadır. Topkapı Sarayı, 1985 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne dahil edilmiştir.

  • Kapalı Çarşı

İstanbul’un Fatih ilçesinde bulunan olan Kapalı Çarşı, Türkiye’nin en eski alışveriş merkezlerinden birisi olup yapımına 15. yüzyılın sonlarında başlamış ve 1461 yılında tamamlanmıştır. Kapalı Çarşı, Osmanlı İmparatorluğu döneminde ticaretin yapıldığı önemli ticaret merkezlerinden birisidir. Çarşı içerisinde binlerce dükkân yer almakta ve herkese hitap eden çeşitli ürünler satılmaktadır. Çarşı’da kuyumcular, halıcılar, dericiler, baharatçılar, el sanatları ustaları gibi farklı meslek gruplarına ait bir çok dükkan bulunmaktadır.

kapali-carsi
Kapalı Çarşı

Dört girişi bulunan ve bir kare plan üzerine inşa edilmiş olan Çarşı’nın içinde 66 sokak ve 4.000’ün üzerinde dükkân yer almaktadır. Kapalı Çarşı’nın tavanı kubbeli ve yüksek pencerelerle aydınlatılmaktadır. Kapalı Çarşı’nın en ünlü bölümlerinden biri olan Mısır Çarşısı, baharat ve diğer gıda ürünleri satmaktadır. Çarşı, Osmanlı İmparatorluğu döneminde İstanbul’a çeşitli yerlerden getirilen baharatlar ve diğer ürünler için bir depo görevi görmüştür.

Günümüzde halen popüler bir alışveriş merkezi olan Kapalı Çarşı, yerli ve yabancı turistler tarafından yoğun ilgi görmektedir. Kapalı Çarşı,1985 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne dahil edilmiştir.

  • Bozdoğan Su Kemeri

Bozdoğan Su Kemerinin yapım tarihi kesin olarak bilinmemekte olup 4. yüzyılın sonları veya 5. yüzyılın başlarında inşa edildiği düşünülmektedir. Bozdoğan Su Kemerinin yapım amacı, İstanbul’un su ihtiyacını karşılamaktı. İstanbul’un güneydoğusunda yer alan Eğrikapı’dan başlayarak, şehrin içme suyunu taşımak için yaklaşık 20 kilometrelik bir mesafeyi kapsamaktadır.

bozdogan-su-kemeri
Bozdoğan Su Kemeri

Uuzunluğu yaklaşık olarak 970 metre, yüksekliği ise 25 metredir. Tuğla ve taştan inşa edilmiş ve 4 sıralı ortalama 100 kemerden oluşur. Yapımı, Bizans İmparatorluğu döneminde gerçekleştirilmiştir ve Konstantinopolis’in (İstanbul) başkent olduğu dönemde yapılmıştır.

Günümüzde, yerini modern su boru hatları almış ve Bozdoğan Su Kemerinin restore edilmesi ve turizme açılması için çalışmalar yapılmaktadır. İstanbul’un tarihi yerleri arasında bulunan ve turistler tarafından ziyaret edilmekte olan Bozdoğan Su Kemeri 1985 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne dahil edilmiştir.

  • Yerebatan Sarnıcı

İstanbul’un tarihi yerlerinden biri olan Yerebatan Sarnıcı ve Bizans İmparatoru I. Justinianus tarafından 532-537 yılları arasında inşa ettirilmiştir. Yerebatan Sarnıcı, İstanbul’da yer alan en büyük su sarnıcıdır. Yaklaşık 9.800 metrekarelik bir alana sahip olan ve 336 adet sütun üzerine inşa edilmiş Yerebatan Sarnıcının yapım amacı, Bizans İmparatorluğu’nun başkenti olan İstanbul’un su ihtiyacını karşılamaktı.

yerebatan-sarnici
Yerebatan Sarnıcı

Yağmur suyunun depolanması ve şehre taşınması için kullanılmış olan Yerebatan Sarnıcı’nın tavanı, mermer sütunların arasına yerleştirilmiş olan tonozlarla örtülmüştür. Tonozların bazıları yuvarlak, bazıları da dikdörtgen şeklindedir. Sarnıcın içinde yer alan sütunların bir kısmı, Roma döneminden kalma antik sütunlar ve bazıları da Bizans dönemine ait sütunlardır. Yerebatan Sarnıcı’nın ismi, içindeki sütunların bazılarının üzerinde yer alan Medusa heykeli nedeniyle değişiklik göstermiştir.

Medusa heykellerinin neden burada olduğu ve ne amaçla kullanıldığı tam olarak bilinmemektedir. Yerebatan Sarnıcı, uzun yıllar boyunca kullanılmadıktan sonra 1545 yılında bir seyyah tarafından keşfedilmiştir. Sarnıç, günümüzde İstanbul’da turistler tarafından ziyaret edilen önemli bir turistik merkez olarak bilinmektedir. Yerebatan Sarnıcı, 1985 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne dahil edilmiştir.

  • Çemberlitaş Sütunu

İstanbul’un Tarihi ve Turistik Yerleri arasında yer alan Çemberlitaş Sütunu, tarihi yarımadada yer alan ve tarihi öneme sahip olan bir yapıdır. Semt, adını içinde yer alan antik yapıdan almıştır. Çemberlitaş’ın en dikkat çekici yapısı, semtin merkezinde yer alan antik sütunlu yapısıdır. Roma İmparatoru II. Konstantin tarafından 4. yüzyılda inşa edilmiştir olan Çemberlitaş Sütunun adı, üzerinde bulunan ve “çemberli taş” olarak adlandırılan sütundan gelmektedir. Çemberlitaş Sütunu, yapıyı çevreleyen kemerlerin ortasında yer almaktadır.

cemberlitas-sutunu
Çemberlitaş Sütunu

Çemberlitaş’ın tarihi, Roma dönemine kadar uzanmaktadır. Semt, Roma döneminde İmparator Konstantin tarafından inşa edilen yapının çevresinde gelişmiştir.

Çemberlitaş’ın tarihi ve kültürel mirasını korumak amacıyla birçok restorasyon projesi gerçekleştirilmiştir. Semtteki tarihi yapılar restore edilerek turistlerin ziyaretine açılmıştır. Çemberlitaş, İstanbul’un tarihi dokusunu koruyan önemli bir semttir.

  • Galata Kulesi

İstanbul’un Tarihi ve Turistik Yerleri arasında yer alan Galata Kulesi, İstanbul’un Beyoğlu ilçesinde yer alan ve İstanbul’un sembolik yapılarından biridir. Galata Kulesi, Bizans İmparatoru Justinianos MS 507 – 508 yılında inşa edilmiş, Cenevizliler tarafından 1348 – 49 yılında yeniden inşasına başlanmıştır. 1445 – 46 yıllarında yükseltilmiş, 1500’lü yıllarda depremden gören Galata Kulesi Mimar Murad bin Hayreddin tarafından onarılmıştır.  galata-kulesi

Galata KulesiGalata Kulesi, Osmanlı döneminde önemli bir gözlem noktası olarak kullanılmıştır. Kulede bulunan gözlem noktaları, şehrin farklı noktalarını gözlemlemek için kullanılmıştır.

Galata Kulesi’nin en dikkat çekici özelliklerinden biri, şehrin farklı noktalarına hakim manzarasıdır. Kuleden, Haliç, Sultanahmet Camii, Topkapı Sarayı ve Boğaz’ın eşsiz manzaraları izlenebilir. İstanbul’da düzenlenen birçok etkinliğe de ev sahipliği yapmakta olan Galata Kulesi özellikle yılbaşı gecesi, düzenlenen ateş şovları ve havai fişek gösterileri ile yerli ve yabancı turistler tarafından büyük ilgi görmektedir.

Galata Kulesi, İstanbul’un tarihi dokusunu koruyan ve sembolik yapılarından biri olarak önemli bir yere sahiptir.  Galata Kulesi, İstanbul’da gezilip görülmesi gereken turistik yerler arasında yer almaktadır.

  • Ahrida Sinagogu

İstanbul’un Balat semtinde yer alan Ahrida Sinagogu ve Türkiye’nin en eski sinagoglarından biri olarak bilinmektedir. 1437 yılında inşa edilmiş olan Sinagog, Balat’ta bulunmaktadır. Osmanlı İmparatorluğu döneminde Balat, Yahudi cemaatinin önemli bir merkeziydi olarak bilinmektedir.

ahrida-sinagogu
Ahrida Sinagogu

Osmanlı ve Bizans dönemlerinin etkilerini yansıtmakta olan Ahrida Sinagogu’nun mimarisi iç duvarları, renkli camlarıyla ve Osmanlı dokuması halılarla kaplıdır. Ahrida Sinagogu, tarihi dokusunu korumak amacıyla birçok kez restore edilmiş ve günümüzde halen faaliyet gösteren bir ibadethanedir.

Ahrida Sinagogu, İstanbul’da gezilip görülmesi gereken tarihi ve kültürel mekanlar arasında yer almaktadır. Turistler tarafından da büyük ilgi görmekte olan Sinagogun adı, Makedonya’nın Ohri kentinde yer alan Ahrida Gölü’nden gelmektedir. Sinagogun kuruluşuna ilişkin bir efsaneye göre, sinagogun inşaatında kullanılan taşlar Ohri’den getirilmiştir.

  • Rumeli Hisarı

Rumeli Hisarı, İstanbul Boğazı’nın Anadolu Yakası’nda bulunan tarihi bir kale olup Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethi öncesinde 1452 yılında inşa ettirmiştir. Boğaz’ın kontrolünü ele geçirmek amacıyla yapılmış olan Hisarın inşaatı, Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethetmek için karşı kıyıdaki Anadolu Hisarı’nı ele geçirmesi gerektiğini fark etmesi üzerine başlamıştır. Hisarın inşaatı, dört ayda tamamlanmıştır.

rumeli-hisari
Rumeli Hisarı

Ahi Hüseyin tarafından tasarlanmış olan Rumeli Hisarının inşaatı sırasında 3000 işçi ve 400 usta çalışmıştır. Hisar, dört adet burcu ve üç adet kapısıyla dikkat çekmektedir. Burçlardan ikisi kara, ikisi deniz tarafında yer almaktadır. Hisarın içinde bir mescit, cephanelik, su sarnıçları ve barut deposu gibi yapılar yer almaktadır. Ayrıca hisarın içinde bir de küçük bir müze vardır. Rumeli Hisarı, Osmanlı İmparatorluğu döneminde askeri bir üs olarak kullanılmıştır. Daha sonraları ise bir hapishane ve bir kütüphane olarak da kullanılmıştır.

Rumeli Hisarı, günümüzde turistler tarafından ziyaret edilen tarihi ve turistik bir mekandır. İstanbul’da gezilip görülmesi gereken önemli tarihi yapılar arasında yer almaktadır. Ayrıca hisar, İstanbul Boğazı’nın muhteşem manzarasına sahip bir noktada yer aldığı için ziyaretçiler tarafından sık sık fotoğraflanmaktadır.

  • Yoros Kalesi

Yoros Kalesi, İstanbul Boğazı’nın Anadolu yakasında yer alan tarihi bir kaledir. Bizans İmparatorluğu döneminde inşa edilmiş olan Yoros Kalesi, İstanbul’un fethinden sonra Osmanlı İmparatorluğu tarafından da kullanılmıştır.

5. yüzyılda Bizans İmparatoru Anastasius tarafından inşa edilmiş olan Yoros Kalesi, ilk inşa edildiği dönemde “Hieron” adıyla anılmıştır. Osmanlı döneminde ise “Yoros Kalesi” adını almıştır. Kale, İstanbul Boğazı’nın kontrolünü sağlamak amacıyla yapılmış olup Boğazın stratejik öneminden dolayı, birçok kez el değiştirmiştir. Bizans İmparatorluğu döneminden kalma birçok kalıntı bulunmakta olan Yoros Kalesinin içerisinde kuleler, surlar, kapılar ve şapel gibi yapılar yer almaktadır.

yoros-kalesi
Yoros Kalesi

Osmanlı döneminde, Yoros Kalesi bir süre terk edilmiş daha sonra tekrar kullanılmaya başlanmıştır. Osmanlı döneminde Yoros Kalesi askeri amaçlarla kullanılmıştır. Günümüzde Yoros Kalesi, turistler tarafından ziyaret edilen tarihi bir mekandır. İstanbul Boğazı’nı izlemek ve doğayla iç içe olmak isteyenler için ideal bir yerdir. Ayrıca, Yoros Kalesi’ne yapacağınız yürüyüşlerle, İstanbul’un tarihi ve doğal güzelliklerini keşfedebilirsiniz.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu